KİRKE sirke

Teşekkürler hayat. Teşekkürler baba evi. Bütün yazı, soMbaharı ve kışı burada boşuna geçirmemiş oldum. Öncelikle kendim evrildim, çalıştım, ürettim, denedim. Karamürverle tanıştım. Herkes zehirli onlar deyip ellemez ama eczaneden dünya para verip alırken, topladım kuruttum. Öyle sihirliki üstüne kaynar suyu dökünce mosmor oluyor su. Tadı ilaç olarakda sevmediğim bir tad ancak hafif kırıklık hissettiğimde içersem…

Doğa öğretir.

Deli günlerden bir gün daha. Programsız bol atraksiyonlu bir gün. Hiç de sıkıcı olmayanından. Soba sönmüş, yatak sıcak. Hiç çıkasım yok yataktan. Kapıda bekleyen kediler dört oldu. Kapıda miyavlıyorlar. Evdekiler zaten tek kişilik kanepede 3 kedi bir ben şeklinde… Artık güneşin yerinden saati tahmin edebiliyorum. 9.30 güneşi bu deyip telefonu aldım ki saniyesi saniyesine denk….

Kışı uğurlarken

Bi İstanbul kaçamağı ardından dönüş. Kalabalık döndüm. Süreyya’ lar geldi. ikinci Kar keyfi. Sonrası yine bir başına geçen günler. Ve suskunluk, bir yandan da güzellikler zoomlar, yazılar. Bunca uğraş, bunca insan ve fakat neden bunca ıssızlık. Bunca kapalı kalışa rağmen hızla akıp giden zaman. Yorgunum, güneş yoksa karanlığım. Geçiyor işte bir şekilde zaman. Baharda kalmalı…

Şiirden Masala

Melih Cevdet Anday Kolları Bağlı Odysseus kitabından Ey çocukluk, mutluluk simyacısı ! Alevini bul getir yanmış bakırın  Batı bulutundaki alı indir yere  Ne oldu tomurcuğun içindeki ısı  Kırmızı yıldızla mı damladı altın  Saydam sapını özündeki ambere? Bul getir korkusuz büyücü, gizcibaşı! Bir varmış bir yokmuş, bir zamanlar, bir yerlerde bir mutluluk simyacısı varmış. Çocukların mutluluğundan…

Kuzuluk kış iki

2016 dan beri böyle kar görmemişim. Beyaz bir rüya gibi herşey. Sadece kırılan dut dalım var üzen. Dün üç kez kar meleği yaptım. Kendini bırakmakta sorun yokta. Toparlanıp kalkmak biraz sıkıntı. 50 cm lik kara gömüldükçe gömülüyorsun. Niye üç kez derseniz Tenzile benim telefona acemiydi, çektim sandı çekemedi. İkinciyi kendi telefonuna acemi çıktı çekemedi. Üçüncü…

Kuzuluk ve Kar, Kış

Bir daha burada ve karlı zamanlarda olur muyum bilemedim. Çektiğim kareler de kaybolsun istemedim. Dün geceden beri usul yağan, mis gibi bir kar var. Ağaçlar dantel oldu, dallar nasıl taşıyorlar o incecik kollarında ağırlığının onlarca kat fazlası karı bilemedim. Üstelik bu gece buzdan küpeleri de oldu. Bunlar dün geceden… Sabah yürüyüşü, bahane bakkal. Bu karda…

Teşekkür saati…

En zor günlerinde köyümüzdeki fındık bahçelerini satmadıkları için babama ve anneme sonsuz teşekkür. Pandemi günlerimde onlar sayesinde eve kapanmadan, sakin ve huzurlu zamanlar geçiriyorsam onların özverileri sayesinde… Akşam soba yakmak için odunları hazırlamak kahvaltı sonrası işi. Bu gün güneş yerinde diye Orman Yürüyüşü planlamıştık. Saat 13’30 da otobüs durağımızda buluştuk. Bu gün ekip baya kalabalıktı….

2020 kışı başlar

1 Aralık 2020, yaşayamadığımız mevsimler, yaşayamadığımız hayatlar. Garip bir zaman, umarım ilerde bu yazıları okurken gülümseyerek bakıyor oluruz bu paylaşımlara. Bizi neler bekliyor, nasıl bir geleceğe evriliyoruz. Ve bu kış nasıl geçecek? Sadece sarılmak değil, insanların birbirini dahi göremiyecekleri bir süreç yaşıyacağız. O yüzden mesafeli de olsa doğum günü kutlamak için üst katta buz gibi…

Günlerden Orman

Her öğlen, güneş yerindeyken yürüyüş yapabilmenin dayanılmaz mutluluğu. O kadar basit ve sade bir hayat ki yaşadığım. Yemek, ısınmak, mesafeli sosyalleşme, elişi ve diziler. Isınmak için odun gerek, odunu dizmek, kovaları doldurmak, kül boşaltmak ( tülay için biriktirmek). Kuzinede yemek yapmak. Günler böyle geçerken, güneşi görür görmez yürüyüş zamanı demek. Bu gün orman yolundan, bahçelerden…

Kışa girmeden görebildiğince görmeli doğayı…

Çocukken bir kez gitmiştim. Korkunç gelmişti. Adı Koca göl, kapkaranlık ve yüksek görünmüştü gözüme. Oysa küçük, akan bir şelalecikmiş. Hala çalışan bir değirmen var üstelik. Bu gün toplaşıp gittik kızçelerle… Göle dair pek bir şey kalmamıştı… Orman güzeldi… ACILARA TUTUNMAK acı çekmek özgürlükse özgürdük ikimiz deo yuvasız çalıkuşu bense kafeste kanaryao dolaşmış daldan dala savurmuş…

Salı Fotoğrafları

Hafta sonu nasıl geçti anlamadım. İki gün boyunca sadece ve sadece masal vardı hayatımda. Yerimden bile kalkamadım desem yeridir. Finalde düşüncelerimiz böyleydi. Aslında anlaşılmaz yaşanır bir deneyimdi. İyi ki iyi ki bir sürü masalsever var. Ve BİRlikte güçlüyüz. Ne yazayım ne yazayım, yine Özdemir babadan. Düşüngü https://googleads.g.doubleclick.net/pagead/ads?guci=2.2.0.0.2.2.0.0&client=ca-pub-8371023946673033&output=html&h=90&slotname=6383075104&adk=2537361403&adf=3752832984&pi=t.ma~as.6383075104&w=728&lmt=1606081343&url=http%3A%2F%2Fsiir.sitesi.web.tr%2Fozdemir-asaf%2Fdusungu.html&flash=0&wgl=1&tt_state=W3siaXNzdWVyT3JpZ2luIjoiaHR0cHM6Ly9hZHNlcnZpY2UuZ29vZ2xlLmNvbSIsInN0YXRlIjowfSx7Imlzc3Vlck9yaWdpbiI6Imh0dHBzOi8vYXR0ZXN0YXRpb24uYW5kcm9pZC5jb20iLCJzdGF0ZSI6MH1d&dt=1606081342068&bpp=79&bdt=1313&idt=961&shv=r20201112&cbv=r20190131&ptt=5&saldr=sa&abxe=1&cookie=ID%3Db82dc841992b641a%3AT%3D1582666641%3AS%3DALNI_MaNxgMZblJ8Aml8Rbwvg8DuYrDyrw&correlator=2890827075479&frm=20&pv=2&ga_vid=886056852.1606081343&ga_sid=1606081343&ga_hid=119868678&ga_fc=0&iag=0&icsg=41000&dssz=12&mdo=0&mso=0&u_tz=180&u_his=10&u_java=0&u_h=640&u_w=360&u_ah=640&u_aw=360&u_cd=24&u_nplug=0&u_nmime=0&adx=212&ady=232&biw=980&bih=1426&scr_x=0&scr_y=0&eid=21066819%2C21066973&oid=3&pvsid=2595187813832328&pem=560&ref=https%3A%2F%2Fwww.google.com%2F&rx=0&eae=0&fc=640&brdim=0%2C0%2C0%2C0%2C360%2C0%2C360%2C524%2C980%2C1426&vis=1&rsz=%7C%7CoeE%7C&abl=CS&pfx=0&fu=8192&bc=23&ifi=1&uci=a!1&fsb=1&xpc=d7oJBWADMN&p=http%3A//siir.sitesi.web.tr&dtd=1096 Şair: Özdemir Asaf Hepsinin gelmesini bekleme;Bir kişi gelmeyecek. Sen…

O kadar çok susmuşum ki

Sesimi unutmuşum. Şimdi konuşma, söyleşme, mektuplaşma zamanı. Bu gece Pullu Şalvar sanal alemle buluştu. Hem de şifa için. Pamir bebek ve İsmail Coşkun için devede kulak gibi görünse de hiç bir şey yapmamaktan, izlemekten iyidir. “Ölmemeye Çalışmak Günleri” dediğim garip günler yaşıyoruz. Keyifli şeylerle hayata, umuda, sağlığa tutunmaya çalışıyorum. Yürüyüşler, fotoğraf, masallar, bi de bu…